Eslem Kınay (*Söyleşi 2022 yazından. Üniversite yönetimi dönem içerisinde basılı sayı çıkarmak için matbaayı kullanmamıza izin vermedi. Dijital versiyonu da bu yazdan. İyi okumalar.) Kısım I: Yazılı Söyleşi Oldukça genel bir tanımla başlayacak olursak özgürlük nedir veya ne zannedilir? İlk bakışta, canının her istediğini yapabilen bir insanın özgür olduğu düşünülür. Böylece mutluluk ve özgürlük kavramları“Yıldız Silier İle Özgürlük Üzerine Söyleşi -1-“ yazısının devamını oku
Yazar arşivleri: dergiarti
Bilinmeyene Olan Nefret
Selam, bu yazıma koyduğum başlık seni hangi düşünceden yakalayıp okumaya teşvik etti bilmiyorum, ama merak ediyorum: ‘bilinmeyene olan nefret’ ifadesi sende neler uyandırıyor? Bilinmeyen şeyler dünyası çok geniş; uçsuz bucaksız. Çocukluğumuzu düşünelim, ailemiz dışındaki dünya nasılda yabancı ve korkulu bir bilinmezlik gibi gelirdi değil mi? Hepsi birer tehditmiş gibi. Güvenli ve bizi koruduğuna inandığımız alan,“Bilinmeyene Olan Nefret” yazısının devamını oku
HAKLI MÜCADELEMİZİN “RAK RAK” SESLERİ
Varoluşundan gelen bir mücadelenin içinde olmak, kolay değildir. Hayatını hayallerine uydurmaya çalışırken sürekli önüne engeller konulur. Kendine göre yaşamak zorunda bırakılırsın. Seçimlerin kişiliğine ve kim olduğuna bağımlı hale gelir. Toplum “sen”i kabul etmez, kendine ait görmez. Dışarıdan bir göz haline gelirsin; ailenden, arkadaşlarından, mahallendeki insanlardan uzağa atılırsın. Kolay değildir; kendin olmak, olduğun kişi için mücadele“HAKLI MÜCADELEMİZİN “RAK RAK” SESLERİ” yazısının devamını oku
Irkçılık
19. yüzyılın sonlarında Güney Afrika’da elmas ve altın madenlerinin bulunması Avrupa kıtasından bölgeye büyük bir göç dalgasının oluşmasına sebep olarak yerli halkın yaşamını büyük oranda değiştirdi. Uzun yıllar boyunca beyaz azınlığın yönetiminde yerlilere yapılan ayrımcılık ve sömürü 1948 yılında ırksal ayrımcılığı savunan Milliyetçi Partinin iktidara gelmesiyle resmileşerek devam etti. “Apartheid” (ayrılık, ayrı olmak) sloganıyla uygulanan“Irkçılık” yazısının devamını oku
Uzun Beyaz Bulut
“Gelibolu’nun ayazı yamandır. Hiç acımaz, çarpar insanı.” Romanın ilk cümlesi İstanbul apartmanlarında büyüyen şehre sıkışmış bir çocuk düşünün. Çocukluğu boyunca belki daracık bir sokakta oynamış, genellikle betonlar arasında kalmış bir çocuk. Sadece bir kaç aylığına özgür olabiliyordu bu çocuk. Gelibolu. Kuş ve kurbağa sesleriyle her daim cırlayan, suyunun mavisiyle gönlümü açtığım güzel yer. İlk arkadaşlıklar,“Uzun Beyaz Bulut” yazısının devamını oku
Değişime Yürüyoruz
Bu 5 Mart’ta ilk kez bir yürüyüşe gittim. Biraz korktum önce ama etrafımdaki sayısız muhteşem insanı görünce hepsi geçti. İnsanlarla tanıştım, hepimiz farklıydık. Hayallerimiz farklıydı, büyüyüşümüz farklıydı. Bazıları 20 durakla geldi buraya bazıları yürüyerek. Bazıları ailesine haber vermeden geldi, bazıları ise şevkle. Hepimiz çok farklıydık. Fakat hepimizi korkularımız getirdi bir araya. Umudumuz getirdi, birlikteliğimiz getirdi.“Değişime Yürüyoruz” yazısının devamını oku
8 Mart Söyleşileri: Avukat Meltem Özkan
Avukat Meltem Özkan. İÜ Hukuk Fakültesi mezunu. 1995 yılından beri avukat olarak çalışmaktayım. 1- Bilgi birikiminizin hemen hemen eşdeğer olduğu erkek meslektaşlarınıza sizden daha fazla itimat edilmesi gibi durumlarla karşılaştınız mı ? Sizce bu gibi durumların sebepleri nelerdir? Daha güçlü görünmeleri, daha yüksek perdeden konuşmaları etkilidir. Bu sosyal hayatta erkeğin daha aktif olmasından kaynaklanır. İş“8 Mart Söyleşileri: Avukat Meltem Özkan” yazısının devamını oku
8 Mart Söyleşileri: Prof. Dr. Aslıhan Dönmez
Aslında şiddet denince haklı olarak aklımıza hep fiziksel şiddet gelmekte. Bunun yanında kadınlar olarak psikolojik şiddete de maruz kalıyoruz. Kadınlar olarak bu şiddet tipini nasıl fark edip karşı çıkabiliriz? Sizin de vurguladığınız gibi “şiddet” deyince çoğu insanın aklına çoğunlukla fiziksel şiddet gelse de aslında şiddet temel olarak fiziksel, cinsel ve duygusal olmak üzere üç temel“8 Mart Söyleşileri: Prof. Dr. Aslıhan Dönmez” yazısının devamını oku
