BUSOS Artı Dergisi ekibi olarak, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği tarafından gerçekleştirilen “Öyle Değil Böyle: Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik” atölyesine katıldık. 8 Temmuz 2019’da Kuzey Yeni Yadyok binasında gerçekleşen atölyede önce toplumsal cinsiyetten bahsettik. Ardından cinsel şiddetin ne olduğunu ve medya ile toplumdaki yerini inceledik. Son olarak, cinsel şiddeti haberleştirirken nasıl doğru haber dili, haber çerçevesi ve görsel kullanacağımızı öğrendik.
Bireylerin doğru medya okuryazarları olmaları ne kadar önemliyse, medyanın olayları doğru haberleştirmesi de bir o kadar önemli. Gazeteciliğin karmaşık ekosisteminde yer alan herkesin, haberi oluştururken hak temelli habercilik ilkelerine uygun hareket etmesi gerekir. Hak temelli habercilik; haberin oluşturabileceği yanlış algıları ve inanışları engeller, hak koruma sürecindeki uzmanların, eğitimcilerin ve gazetecilerin yaklaşımlarını dönüştürür, onay kültürünü yaygınlaştırarak farkındalık oluşturur. Hak gözetilerek hazırlanmış bir haber, şiddet içermeyen güçlendirici bir dile sahiptir, okuyanı tetiklemez.
Konu cinsel şiddet haberciliğine geldiğinde medyanın şekillendirici rolü kritik bir önem kazanır. Medya, topluma hangi bireylerin korunmaya değer olduğunu, hangi şiddetin önemli sayıldığını ve hayatta kalanın hangi koşullar altında harekete geçmeye değer olduğunu söyler. Türkiye medyasında düzenli olarak cinsel şiddet haberleri görüyoruz, ancak haber dilinde faile ve hayatta kalana bakışımız ayrıyeten bir şiddet üretiyor olabilir mi? Bu çalışmada, cinsel şiddetin Türkiye medyasında nasıl haberleştirildiğini, ana akım ve alternatif medyayı kıyaslayarak inceledik.
Ana akım medya kaynaklarında1 şiddete maruz bırakılan için çoğunlukla “şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan” gibi atıflar kullanılıyor. Bu atıflar, eylemi yapan faili gizler ve hayatta kalana yaşatılan hak ihlalini yeterince ortaya çıkarmaz. Ayrıca ana akımda sık kullanılan “mağdur, kurban” gibi tanımlamalar, hayatta kalan kendini özellikle bu şekilde tanımladıkça tercih edilmemeli. Aksi takdirde hayatta kalan, maruz
kaldığı eylem üzerinden tanımlanmış oluyor. Kısaca, ana akım medya failin yükümlülüğünü ve şiddetin öznesi oluşunu göstermede başarısız. Alternatif medyaya2
baktığımızda ise gerek erkek şiddeti çetelelerinde gerek şiddet haberlerinde fail görünür kılınıyor: “Öldürüldü” değil “öldürdü”, “tecavüze/istismara uğradı” değil “tecavüz/istismar etti” gibi.
Ana akım medya, haberin daha çok duygu uyandırması ve okunması amacıyla fail için “sapık, pedofili” gibi tanımlar kullanıyor. Haber başlığında “korkunç, vahşet, alçakça” gibi kelimeler kullanılması okuyucuda donma tepkisine sebep olarak harekete geçmeyi engelliyor. Cinsel şiddetin çoğu hayatta kalanın yakından tanıdığı biri tarafından gerçekleştiriliyor (akraba, koca, sevgili, eski sevgili, iş arkadaşı gibi), ancak bu tanımlar şiddet uygulayanı canavarlaştırarak, toplumda cinsel şiddetin kendi hayatlarında yaşanmayacağı gibi yanlış ve tehlikeli bir algı oluşturuyor. “Pedofil” etiketi de istismarcı olmayan ve eyleme geçmeyen pedofil bireyleri etiketlediği için kullanılmamalı. Şiddeti uygulayan için duruma göre fail, şüpheli veya zanlı kullanılabilir. Alternatif medya bu konuda da ana akım medyadan daha başarılı, erkek şiddeti çetelelerinde faillerin büyük bir kısmının koca, sevgili veya eski sevgili olduğuna dikkat çekiliyor. Tehlikenin uzaktan, insani olmayan birinden geleceği algısını yıkıyor.
Maruz bırakılanın darp/istismar edildiğini gösteren video ve fotoğraflar, “İşte o görüntüler” başlıklarında paylaşılıyor, haberlerde okuyucuda donma tepkisi yaratan ve maruz bırakılanı tetikleyebilecek grafik anlatımlar kullanılıyor. Ana akım medyada, içinde “kanlar içinde yerde yatıyordu, defalarca bıçaklandı, çığlıklar içinde yardım istedi” gibi ifadelerin yer almadığı, şiddetin pornografisinin yapılmadığı bir şiddet haberi bulmak neredeyse imkânsız. Ek olarak, ana akım medyada, alternatif medyanın aksine şiddetin erotize edildiğini görmek mümkün. Yalnızca cinsel şiddet veya taciz adıyla verilmesi gereken olaylar, “okşadı, bacağını sıktı, elledi” gibi anlatımlarla gereksizce detaylandırılıyor. Ana akım medyada taciz ve tecavüzün, seks ve cinsellik olmadığı yeterince vurgulanmıyor.
Maruz bırakılanın, “travmalarla dolu bir hayat yaşayacak” olduğu, “hayatının şokunu” yaşadığı, “talihsiz ve çaresiz” olduğu ana akım medya tarafından varsayılıyor, şiddet ömür boyu taşınılacak bir kimlik haline getiriliyor. Haberlerde şiddetin yükümlülüğünü hayatta kalana yükleyebilecek ifadeler kullanılıyor; örneğin failin şiddet uygulamak için, hayatta kalanın “yalnız yaşadığı adrese geldiği” belirtiliyor, otobüste failin hayatta kalana “şort giydiği için” saldırdığı yazılıyor. Haberlerde “namus” ve kıskançlık, failin eyleminin meşru olabileceği algısını yaratıyor. Bu meşrulaştırmanın en çirkin örneklerinden biri, Şule Çet cinayeti ile ilgili atılan “İki erkek ile lüks plazaya girdi ve sonra…” başlığı idi.

Medyanın hangi bireylerin korumaya değer olduğunu topluma öğrettiğinden yukarıda bahsetmiştik. Popüler medyada trans cinayeti haberi yapılmıyor. Benzer şekilde seks işçileri şiddete maruz bırakıldığında, bunu öğrenmenin tek yolu alternatif medyadan geçiyor. Maruz bırakılanların meslekleri, kimlikleri ve yönelimleri; toplumun duyarlılığını ne kadar hak ettiklerini belirliyor. Özgecan Aslan cinayeti medyada yankı uyandırırken, trans seks işçisi Hande Kader kim bilinmiyor. Ana akım medya ayrıca olaydaki şahısların uyruklarını ve kimliklerini vurguluyor, bu kimlikleri failler ya da maruz kalanlar diye etiketleyerek cinsel şiddeti standartlaştırıyor; örneğin fail göçmen ise bu ayrıntı mutlaka belirtiliyor.
Son olarak, konu haberde kullanılan görsellere gelince, alternatif medya yine daha başarılı. Popüler medyanın kullandığı, siyah arka planda dur işareti yapan el veya yüzünü kapatarak cenin pozisyonu almış bir kadının fotoğrafı, maruz bırakılanı çaresiz,
korkmuş, yalnız ve utanmış gösterir ve tek tipleştirir. Şiddete maruz kalanın yalnızca kadın atanan bireyler olduğu gibi yanlış bir algı yaratabilir. Alternatif medyada güçlendirici, şiddet ihbar hattı bilgilerini içeren veya yalnızca olayın gerçekleştiği yeri gösteren görseller kullanılıyor. Alternatif haber kaynakları ayrıca şiddetin nasıl
haberleştirileceğine dair önergeler yayınlıyor; şiddet haberlerinin yanı sıra güçlendirici toplulukları, hak ihlalini önlemek için atılan adımları da haberleştirerek güçlendirici içeriğe de yer veriyorlar. Ana akım medyanın aksine şiddeti yeniden üretmiyor, maruz kalana şiddeti yeniden yaşatmıyorlar.
Peki, cinsel şiddet haberciliğinde gerçekten ana akım medya ve alternatif medya ikiliği var mı? Bu medya izlemesinde hak temelli habercilik örneklerini yalnızca alternatif medyada bulduk. Maalesef bu, tüm alternatif medya kaynaklarında hak temelli habercilik yapıldığı anlamına gelmiyor. Alternatif medya kaynaklarından bazıları3, konu cinsel şiddet haberciliğine geldiğinde ana akım medyanın yaygınlaştırdığı algıları
yeniden üretiyor ve okuyanı tetikleyebiliyor. Ancak yine de alternatif medyanın, hak temelli haberciliğe uymayan örneklerinin bile ana akım medyaya göre daha etik
bir habercilik anlayışıyla üretildiği sonucuna varabiliriz
(1) Milliyet, Hürriyet, Posta, Star, Yeni Şafak, Sabah, A Haber, CNN Türk, Haber
Türk, En Son Haber
(2) Bianet, Sivil Sayfalar, Journo, Agos Gazetesi, Gazete Duvar, Evrensel Haber
(3) Sputnik, Oda TV, Onedio, Sol Haber, BBC, DW Türkiye, T24
Zeynep Elif Sab