Neden Boğaziçi?

Artı Dergi Anketimizin Sonuçları

 Şikayet ediyoruz. Okul hakkında şikayet edilecek yeni bir konu bulmak bir Boğaziçilinin günlük rutinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Nelerden niçin şikayetçiyiz? Buraya gelirken hepimiz belli beklentiler ile geldik. Bu beklentilerimiz ne kadar karşılandı? Bu kadar şikayetçiysek neden hala buradayız? Bizi burada tutan şeyler ne? Boğaziçi’nden ne kadar memnunuz?

 İşte bu gibi sorulara cevap bulabilmek için Artı Dergi olarak Boğaziçi öğrencileriyle bir anket yaptık. Okulun hemen her bölümünden, 1. ve 2. Sınıflar ağrılıkta olmak üzere her sınıftan 110 öğrenci anketimizi yanıtladı.

 İlk olarak öğrencilerden Boğaziçi deneyimlerini 10 üzerinden puanlandırmalarını istedik. 35 oy ile 7 puan en fazla tercih edilen seçenek oldu. 21 oy ile 8 puan ikinci, 17 oy ile 5 puan üçüncü, 10 oy ile 4 puan dördüncü en fazla tercih edilen seçenek oldu. 110 öğrencinin Boğaziçi deneyimlerine verdikleri puanın ortalaması 6,43.

 Ankete verilen cevaplara göre Boğaziçi, anketimize katılan 110 öğrencinin 40’ının beklentilerini karşıladı, 38’ini hayal kırıklığına uğrattı. 31 öğrenci ise bu konuda kararsız. Ankette “Boğaziçi beklentilerimi karşıladı” en çok işaretlenen seçenek olsa da öğrencilerin yalnızca %36’sı beklediğini bulduğunu belirtiyor. “Boğaziçi beklentilerimi karşıladı” diyemeyenler ise çoğunlukta. Ancak üniversite tercihi yaptıkları güne dönseler tekrar Boğaziçi’ni yazıp yazmayacaklarını sorduğumuzda 70 oy, soruyu cevaplayanların %64’ü, evet diyor. Hayır diyenler ise soruyu cevaplayanların yalnızca %15’i. Yani pek çok kişi Boğaziçi’nde beklediğini bulamasa da üniversite tercihi yaptığı o güne dönse tekrar Boğaziçi’ni tercih ederdi. Bunun sebeplerini daha iyi anlayabilmek için öğrencilere sorduğumuz “Okulda bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirsiniz?” ve “Sizi Boğaziçi’nde tutan şeyler ne?” sorularına gelen cevapları inceleyelim.

 “Okulda bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirsiniz?” sorusuna yanıt veren 90 öğrenciden 50’si rektörden, rektörün atanma şeklinden veya genel olarak yönetimin öğrencilere karşı tutumundan bahsediyor. Öğrencilerin kayyum atamalarına karşı olduğu ve demokratik bir eğitim talep ettikleri aşikar. Kayyum atamalarından sonra en çok bahsedilen husus; yurt krizi, yemekhanede beklenen sıralar ve yemekhanede çıkan yemekler, study alanı eksikliği, kampüste oturacak alan eksikliği, kampüsün genel hijyeni, shuttle sıklığı gibi okulun her gün deneyimlediğimiz fiziksel yoksunlukları. Öğrencilerin çoğunluğu bu yoksunlukların çözümünü, okulun fiziksel olanaklarının kapasitesinin arttırılmasında bulsa da okulun öğrenci kontenjanının azaltılması gerektiğini düşünenler de var. Çift anadal programındaki imkansızlıklar, ders seçimlerinin zorluğu, aşırı kalabalık kitle dersleri, yetersiz akademisyen sayıları gibi akademik eksiklikler ise en çok değinilen üçüncü husus.

Sizi Boğaziçi’nde tutan unsurlar ne?” sorusunun cevaplarına da bakalım. 42 kişi arkadaş çevresinden, öğrenci ortamından kendilerini Boğaziçi’nde tutan unsur olarak bahsediyor. Bir Boğaziçi öğrencisinin okulda çektiği dertleri katlanılabilir kılan en temel unsur, yine diğer öğrenci arkadaşları. 32 kişi okulda gördüğü eğitimin kalitesinin ve değer verdiği hocalarının onu okulda tuttuğunu belirtiyor. 31 kişi de okulun marka değerinin, elde edeceği diplomanın prestijinin onu okulda tuttuğundan söz ediyor. Öğrencilerin kampüslerle kurdukları duygusal bağ, okulun İstanbul’da bulunması, öğrencilerin bölümlerine duydukları ilgi de bahsedilen ana temalar arasında. Ankete verilen cevapları incelerken benim dikkatimi en çok çeken ise “Türkiyede bana daha iyi bir imkan sağlayacak başka bir üniversitenin olmaması” ; “İstanbul’da kalmam ve diğer üniversitelerin Boğaziçi’nden iyi olmaması” gibi cevaplarda rastladığım alternatifsizlik teması oldu.

Anket sonuçlarında da açıkça gördüğümüz gibi hepimizin Boğaziçi’nde belli başlı ortak dertleri var. Çoğumuz Boğaziçi’nde beklediğini bulduğunu düşünmüyor. Ancak çoğumuz her şeye rağmen üniversite tercihi yaptığı güne dönse yine tercihini Boğaziçi’nden yana yapar. Bunun en temel nedeni daha iyi bir alternatif görmememiz. Boğaziçi’nde karşılaştığımız sorunların Boğaziçi’ne özgü olmadığının, ülkemizdeki diğer üniversitelerde de benzer sorunların var olduğunun farkındayız. Boğaziçi’nde sorunları görmezden gelip onları benimseme değil sorunların varlığını kabul edip onlara çözüm bulma kültürü hakim. Bize düşen görev de bu kültürü koruyup yaşatmak. Çünkü yüksek YKS puanlarımızı alıp gidebileceğimiz sihirli bir mükemmel üniversitemiz yok. Daha iyi bir üniversite deneyimi adına Boğaziçi’ni Boğaziçi yapan değerleri koruyup problemlerin çözümü için vermemiz gereken bir mücadelemiz var.

Taha Arslan


Görsel: Boğaziçi Üniversitesi ve Ben, Boğaz’da On Yıl / Ergün Toğrol                via: https://www.instagram.com/p/CHruJalFT43/

Yorum bırakın